Süresiz nafaka konusu yakında çözülüyor mu?

Boşanmada bir eşin diğerine ödemesine karar verilen yoksulluk nafakasına çoğunlukla süresiz hükmedildiğinden, sona ermesi de kolay olmuyor. Meclis’teki yeni torba tasarıyla bu soruna çözüm getirilmesi bekleniyor.

Evlilikler ya ölümle ya da boşanma ile biter. Ölümde sağ kalan eş diğerinin mirasçısı olur. Boşanmada ise kusur durumuna göre, eşit veya daha ağır kusurlu olan eş, eşit kusurlu veya daha az kusurlu eşe, mahkeme tarafından tespit edilen bir yoksulluk nafakası öder. Yoksulluk nafakasını, asgari ücretli olsa bile ödemek zorundadır. Boşanma ile yoksulluğa düşme şartı da vardır. Ama, herkesin “yoksulluğu” kendisine göredir, görecelidir.

Yoksulluk nafakasından iki husus en büyük sorunu teşkil ediyor ve neredeyse toplumsal barışı tehdit eder sosyal sorunlara neden oluyor. Birincisi, süresiz olması. İkincisi de miktarına hükmedilirken, nafaka alacaklısı eşin özel ailevi ilişkilerinin dikkate alınmaması.
Yoksulluk nafakası, yoksulluğa düşecek olan ve en fazla eşit kusurlu olan eş isterse, süresiz olarak bağlanıyor. Her ne kadar Türk Medeni Kanunu md 176/I kuralı, özel bir düzenleme olarak, yoksulluk nafakasının toptan ödenmesinin de hükme bağlanabileceğini öngörse de bu şekilde karar veren aile mahkemelerinin sayısının çok az olduğunu belirteyim.

Oysa boşanan ve kendi yollarına giden eski karı kocayı, süresiz nafaka yoluyla birbirine bağlamaya devam etmek, gerçekten ne adil ne de sosyal hayatın gerçeklerine uygun. Kanaatimce mahkemelerin süresiz nafakayı aylık düzenli ödemeler şeklinde bağlamak yerine, bir defada toptan ödenmesi, toplumsal barışa da katkı sağlayacaktır. Boşanma davalarında mahkemelerin en azından hangi gerekçe ile toptan değil de her ay düzenli ve süresiz olacak şekilde nafaka hükmettiklerini açıklamaları gerekir. Kısaca, hakim takdir yetkisinde olan durumda, neden toptan yerine irat şeklinde sürekli nafakaya hükmettiğini açıklamalıdır ki, tarafların yargıya güvenleri devam etsin. Yoksulluk nafakasına çoğunlukla süresiz hükmedildiğinden, sona ermesi de kolay olmuyor. Süresiz yoksulluk nafakası,

* Boşanmış karı kocadan birisinin ölümü ile,

* Nafaka alacaklısı eşin evlenmesi ile,

* Başka birisiyle evlenme olmadan fiilen evliymiş gibi yaşaması ile (ispatı çok zor ve bazen çok nahoş deliller ortaya çıkıyor),

* Yoksulluğunun ortadan kalkması ile,

* Haysiyetsiz hayat sürmesi ile sona erer.

Bazen çok şiddetli ve husumete varan anlaşmazlıklar, kişisel ve ailevi hasmane tutumlara neden olan boşanmalarda, yoksulluk nafakasının süresiz olması gerçekten hem toplumsal barışı bozucu sonuçlara neden oluyor hem de adalet ve hakkaniyet duygusunu zedeliyor. Yoksulluk nafakasının süresiz olması, geçmişin hoş olmayan anılarını bugüne taşıyor, unutturmuyor. Kişi sürekli ödediği nafaka ile eski eşinin nasıl bir hayat yaşadığını izlemek zorunda kalıyor, nafakanın süresiz olması olanları unutmasına engel oluyor.

Kişinin öz evladına ödeyeceği iştirak nafakası bile çocuğun 18 yaşına gelmesi ile sona ererken, ki kendisi muhtaç duruma gelirse öz evladının yardım yükümlülüğü var, boşandığı ve bir daha hiç görüşmediği eşine ölünceye kadar nafaka ödemesi benim hakkaniyet duygumla çelişiyor.

Yargı paketlerine girmedi

Hukukun genel prensiplerinden birisi de suçların, cezaların, alacakların, yükümlülüklerin hak düşürücü veya zamanaşımı sürelerine tabi olmasıdır. Ama yoksulluk nafakasının hala neden süresiz olduğunu anlamak zor. Yoksulluk nafakasını bir kadın hakkı gibi algılama yanılgısına düşülmemeli. Dünya hukuk literatüründe kadın hakkı olarak kabul edilen haklar arasında yoksulluk nafakası kavramı yer almıyor.

Süresiz nafaka sorunun çözüleceğine dair topluma umut verildi. Erdoğan’ın 2018 Yılı’nda Cumhurbaşkanlığına seçildikten sonraki 100 Günlük İcraat Programı’nda süresiz nafaka sorunun çözüleceğine yer verildi. Bu arada Meclis’ten 6 tane yargı paketi geçti. Bazılarında süresiz nafakanın süreli hale getirilerek sorunun çözüleceği ilan edildi. Günler günleri, yargı paketleri yargı paketlerini kovaladı, ama bir türlü çözüm getirilmedi. En son, kendisi de bir avukat olan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, yürürlükteki mevzuata göre süresiz nafaka sorununun olmadığı yönünde açıklamalar yaptı. Ama mahkemelerin uygulamaları, bu yazıda da vurguladığımız gibi Bakan Yanık’ın beyanıyla uyuşmuyor.

Şimdi, Meclis’te yeni bir “torba yasa tasarısı” görüşülecek. Süresiz nafaka mağdurları 5 yıldır her yargı paketi ve torba yasa tasarısına büyük bir beklentiyle ilgi duydular. Hep hayal kırıklığına uğradılar. Bu sefer gerçekten umutlular. Bir hayal kırıldığını daha kaldıracak güçleri kalmış.

‘Boşandık ama bağlıyız’

Neriman Hanım yazıyor: “Süresiz nafakadan ailecek mağduruz. Engelli oğlumun evliliği 1 yıl bile sürmedi, eski eşinin düğün gecesi bile başke bir erkekle saatlerce telefon görüşmesi yaptığına dair telefon dökümleri var. Eski eşinin annesi ve babasının emekli maaşları ve onlarca gayrimenkulleri var. Biz şimdi boşanmış ve süresiz nafakaya mahkum olmuş engelli oğlumla kirada yaşayan, evi arabası olmayan bir haneyiz. Üzüntüden günlerdir tansiyonum fırlıyor, ülser ağrılarım azdı. Hangi vicdana sığar kocasını aldatan kadına ödül gibi nafaka bağlamak, üstüne de nafakaya zam yapmak? Süresiz şartsız, kritersiz eski eş olacak yabancı kadına, üstelik zengin bir ailenin kızına engellinin maaşından transfer etmek vicdanınızı sızlatmaz mı? İnanmazsanız Erdemli Aile Mahkemesi’nde dosyayı inceleyebilirsiniz! Nafaka denen illetten kurtulmak istiyoruz!”

Kamu görevlisi Fatih Bey yazıyor: “Kimseden destek almadan zorluklarla baş ederek 36 yaşında evlenebildim. Anksiyete hastası eski eşimin sudan sebepleri ve iftira atması ve ev eşyalarım çalmasına rağmen eşit kusurlu boşanma 5 yıldan fazla sürdü. Şimdi de nafaka artırım davası açmış. 4 Haziran 2022 tarihli yazınızda toptan tek seferde nafaka ödenebilir yazınıza istinaden bir süresiz nafaka yerine bir kere de toptan tazminat olarak yoksulluk nafakası ödeyip, boşandığım bayan ile bütün bağım koparmak istiyorum. Ama mahkemeler süresiz nafaka bağlanmasını tercih ediyorlarmış. Boşanmamıza rağmen neden bizi hale nafaka yoluyla bağlı tutuyorlar?”

Ankara Kalesi’nde Taş Bebek Cafe

Süresiz nafaka konusu  yakında çözülüyor mu

İçerisinde çoğunluğu porselen olan 8 binden fazla oyuncak bebeğin sergilendiği Taş Bebek Cafe’de geçen hafta dostlarımla, Ankara’nın müthiş bir panoramik manzarası eşliğinde keyifli bir gün geçirdim. Cafe’nin işletmecisi Adem Önler, 7 sene önce bir mimar arkadaşı ile başladığı bebek koleksiyonuna şimdi yalnız devam diyor. Toplam 14 binden fazla bebekleri varmış. Müşteriler isterse çift olan bebeklerden alabiliyorlarmış. Adem Bey’in iki oğlu varmış. Bir an kız çocuğu babası olmaya duyulan özlemin bir dışa vurumu mudur, diye söylendim. Adem Bey tepkisiz kaldı. Ben hizmet sektöründeki işletmelerin temalı olanlarını çok severim ve genellikle temalı yerleri seçerim. Sevimli mi sevimli, binlerce oyuncak bebeğiyle Taş Bebek Cafe de öyle. Müşteriler, bir panoya yazıkları notlarla, kendilerinden izler de bırakabiliyor.

Cezve’den notlar

Süresiz nafaka konusu  yakında çözülüyor mu

Merhaba. Ben Cezve, toy poddel (kaniş) cinsi iki buçuk aylık bir canlıyım. Gelecek haftadan itibaren burada sizlerle hayvan hakları, sevgisi, psikolojisi gibi çeşitli konularda yazılarımla beraber olacağım. Sizlerle buluşacağım günü özlemle bekliyorum, hepinizi seviyorum.

Süresiz nafaka konusu yakında çözülüyor mu?
Başa dön